Şizofreni tanısı alan bireyler tedavi ve sosyal destek ile
iyileşirler, çalışabilirler ve tehlikeli değildirler. Şizofreni hastalığı gen
ve çevre etkileşimi ile genellikle genç yaşlarda karşılaşılan bir
hastalıktır. Hastalık hakkında bilgi edinmek bu hastalığı yaşayan bireyler ve
aileleri için olduğu kadar konuyu merak eden ve kulaktan dolma bilgilerle
yetinmek istemeyen tüm bireyler için önemlidir.
Bilgi edindiğimizde şizofreni hastalığına ilişkin önyargılara
ve ayrımcılığa karşı meydan okumaya başlarız. Tedavi sürecinin önemli unsurlarını anlamak ve iyileşme sürecine katkıda bulunmak için konuyu
öğrenmek durumundayız. Şizofreni hastalığı hakkında edindiğimiz bilgiler ile
önyargılara ve ayrımcı tutumlara dur diyebiliriz. İlk başta sesimiz kısık
çıkabilir ama dur demek için bir yerden başlamalıyız. Bir kişinin şizofreni sözcüğünü yanlış bir
şekilde ve yanlış bir bağlamda kullandığını duyduğumuzda ne yapabiliriz? Şizofreni
tanısı alan bireylerin bu söylemlerden nasıl olumsuz etkilendiğini o kişiye doğru
bir şekilde nasıl anlatabiliriz? Bu soruları çoğaltmak mümkün. Söz konusu medya
olduğunda ise işler çeşitli nedenlerle daha da zorlaşıyor ama yine de
önyargılara ve ayrımcı tutumlara dur demek mümkün.
Medyanın konuyu doğru anlaması, konuya duyarlı yaklaşımı ve
bu konudaki haberlere yer verirken kullandığı dile özen göstermesi; şizofreni tedavisi
gören bireylerin hayatlarını çok olumlu etkileyecektir. Şizofreni tedavisi
gören bireylerin tehlike ile özdeşleştirildiği haberlere meydan okuyan makaleler, yazı dizileri ve röportajlar okumak sayesinde konuya toplumun da daha
duyarlı yaklaşması söz konusu olabilecektir. Şizofreni tedavisi gören
bireylerin çalışabileceklerine ve başarı haberlerine yer veren bir gazete
haberi, evinden çıkmak istemeyen, tanısı nedeniyle utanç duyan veya tedaviyi
yarıda bırakan bir bireye umut ışığı olabilir. Aynı zamanda böyle bir haber bir
işverenin şizofreni tedavisi gören bireyler hakkındaki düşüncelerini değiştirebilir.
Şizofreni tedavisi gören bir birey önyargılardan,
ayrımcılıktan ve damgalamadan çok fazla zarar görmektedir. Bu zararlar ve kayıplar kişinin yaşamdan
soğumasına, yapabileceklerinden uzaklaşmasına neden olmaktadır. Şizofreni tedavisi gören bir bireyin öyküsünü bilmek,
onun yaşadığı zorluklardan haberdar olmak ve kişiye destek olmak bazen o kişiyi
dinleyerek, anlayarak ve bazen de toplumda
yanlış bilinenlere karşı dur diyerek mümkündür.
Önyargıların ve ayrımcılığın olmadığı bir dünyada; şizofreni
tedavisi gören bir birey özgüvenini kaybetmeyecek, arkadaş çevresinden soyutlanmayacak,
ailesi tarafından yalnız bırakılmayacak, işverenlerin anlayışsızlığı ile
boğuşmayacak ve belki de en önemlisi tedavi konusunda çok kararlı olacaktır.
Düşünmemiz gereken soru: “Şizofreni tedavisi gören bir
bireyin hayatını olumlu anlamda etkilemek ve değiştirmek mümkün mü? Bu değişim
nasıl gerçekleşir ve ben bu konuda ne
yapabilirim? “ Üniversite
öğrencilerinin, işverenlerin, medya mensuplarının, öğretmenlerin bu soru
üzerinde durdukça yeni sorular soracaklarını
ve konu ile ilgili daha çok bilgi edinmek isteyeceklerini düşünüyorum. Şizofreni
tedavisi gören bir birey ile hiç tanışmamış olsanız da şizofreni hastalığı
hakkındaki önyargılara ve ayrımcılığa dur demek istediğinizi hayal ediyorum…
Sevgili Sibel Aksüt' e ve Emsal Dirlik'e bu dileğimin sadece hayal olmadığını ve gerçekleşebileceğini gösterdikleri için çok teşekkür ediyorum. İyileşme Mümkün blog adresi ile düşünmemiz gereken soruların çoğalacağını ve şizofreni tedavisi gören bireylere ilişkin ayrımcı tutumların sona ermesine katkıda bulunacağımıza inanıyorum.
Yasemin Şenyurt
18.04.2021
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder