Şizofreni Dernekleri Federasyonu

Dışarıda Güneş Var Güneş

 Peki ya ben gerçeği farklı görüyorsam, farklı duyuyorsam, farklı değerlendiriyorsam neden beni görmez, duymaz bu toplum? Hemen “nöbetçiler atın bunu dışarı” der?

Yaşadığımız toplumda şizofreni tanısı olan bireylerin birçoğu tedavisini doğru ya da ideal bir biçimde alamamaktadır. Toplum temelli tedavinin öneminin anlaşılmaması, şizofreni tanısı alan bireylerin büyük çoğunluğunu olumsuz yönde etkilemektedir. Toplum temelli olmayan tedavi biçimlerine bakınca, ilk olarak depo hastanelerde uygulanan yöntemler akla gelmektedir. Nedir bu yöntemler: ilaç, koğuş, yemekhane, televizyon.

Eskilerden bir müzik grubu olan ZeN' in Bakırköy Akıl Hastanesi’nde adlı albümünden “birazdan” şarkısının sözlerini paylaşmak isterim. Öncelikle grubu ve albümü tanıtalım. “Grup 1988’ de Boğaziçi Üniversitesi' nde kurulmuştur. Bu albüm 1999 yılında Bakırköy Akıl Hastanesi’nin Mazhar Osman isimli salonunda kaydedilmiştir. Doktorlar, hemşireler, hastabakıcılar ve grup elemanlarının birkaç arkadaşından oluşan bir kitleye çalınıp söylenmiştir. Tamamı grup elemanlarının hastanede yatıp çıkan arkadaşlarının söylemlerinden ve konserin olduğu salona da ismini veren ünlü psikiyatrist Ord.Prof.Mazhar Osman Uzman' ın kitaplarından yola çıkarak hazırlanmış bir albümdür.
 
"Zaman ilerliyor
Vakit geçiyor
Birazdan bitirmemiz lazım
Birazdan (birozdan) bitirmek lazım
Herkesin yerine dönmesi lazım
Birazdan yine akşam olacak
Birazdan yine gece gelecek
Herkes yatacak
Herkes uyuyacak
Herkes rüya görecek rüya
Herkes bu gece rüya görecek rüya
Birazdan duracağız
Siz hepiniz gideceksiniz
Herkes yerini bulacak
Burada yatağı olmayan var mı
Herkesin yatacak bir yatağı var mı
Herkesin görecek rüyası kaldı mı
Herkesin bir rüyası var mı
Dışarda güneş var güneş
Perdeleri açın bakın
Dışarıda güneş hava gayet aydınlık
Perdeleri açın açın
Perdeleri açın
Perdeleri açın bakın
Dışarda güneş var güneş
Dışarda güneş var güneş
Dışarda güneş var güneş
Perdeleri açın bakın "

Bu sözler kapalı kurumlarda yaşamın nasıl göründüğünü duyumsayabilmeye, empati kurabilmeye yardımcı olacak niteliktedir. 1979 yılına ait Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi video arşiv görüntülerini inceleyince o dönemde bile "40 yıl önce yapılmış binaların dönemin modern tıbbının ihtiyaçlarını karşılayamayacak nitelikte olduğunun, büyük sorunlardan bir tanesinin  bu depo hastanelerde kalan 2500 kişinin nereye verileceğinin belli olmadığının, tedavi imkanının bittiğinin, ailenin unuttuğu, terkettiği bu kişilerin yaşamlarının sonuna kadar hastanede bakıma muhtaç oldukları" yönünde açıklamaların yapıldığını görmekteyiz. Bu kayıt 42 yıl önceye aittir ve kayıtta da 40 yıldır sistemin aynı olduğu söylenmektedir. En basit tabiriyle 1 asırdır değişmeyen bir tedavi yönteminden bahsediliyor. Daha doğrusu şöyle soralım: bu bir tedavi midir?

Peki hala neden değişmiyor bu yöntemler? Günümüzde Toplum ve Ruh Sağlığı Merkezleri biraz daha aktif durumda ancak şizofreni tanısı almış bireylerin yakınlarının söylemlerine göre bu merkezlerde ağırlıklı ilaç takibi yapıldığı, buraların da aslında yeterli olmadığı yönündedir. Bu yüzden aileler için bazen bir alternatif olmaktan uzak olabilir. Elbette kapalı kurumlarla bir tutamayız ama toplumun her kesiminden insanın, burada etkin katılımcı bir rol üstlenmesi gerekebilir. Toplum ve Ruh Sağlığı Merkezleri toplum gözünde olumlu bir konuma getirilerek; toplum içi tedaviler bu merkezlerde bir uygulama alanı olarak konumlandırılabilir. Bunun için de gönüllülük çerçevesinde  her kesimden insanın katılımı merkezlerin işlevselliğine katkıda bulunabilir. Tüm bunlar da ülkenin hem ekonomik hem kültürel gelişmişlik boyutuyla ilgilidir. Bu yönde örnek projeler geliştirilmesi oldukça güzel sonuçlara kapı açabilir. Farklı alanlarda atölyeler düzenlenip, ruhsal tedavi gören bireylerin kendini daha çok ifade edebileceği ortamlar yaratılması önemlidir. Örneğin şizofreni tedavisi gören bireylerin bir oyun yazıp, sahneleyeceği şekilde tiyatro çalışmaları yapılabilir. Kısa film senaryoları ve oyunculuk, kurgu, montaj her şeyi tedavi gören bireylerin yapacağı şekilde ele alan film atölyeleri kurulabilir. Müzikle terapi çalışmaları yapılabilir. Üretilen eserler açık havada halka sunulabilir. Bu yönde çalışmalar yapan TRSM örnekleri mutlaka vardır. Örneğin Yasemin Şenyurt, İstanbul' da bir TRSM' nin edebiyat atölyesi olduğunu ve "TRSM yazıyor" adında bir yayınları olduğu bilgisini verdi. Bu örneklerin toplumumuzda çoğalması dileğiyle..

Şizofreninin birçok nedeni olabilir. Ancak nedeni ne olursa olsun önemli olan şizofreninin iyileşme, iyileştirilebilme potansiyeli taşıdığının bilinmesidir.
Bizler iyileştirici olabiliriz. Şizofreni tedavisi gören bir bireyin elini tutan sadece psikiyatristi ya da ailesi olmamalıdır. Mavi At’ın yaptığını hepimiz yapabiliriz. Kapalı kurumlardan kirli çamaşırları değil, insanları çıkaran Mavi Atlara dönüşebilmemiz mümkün!
Çünkü: 
Herkesin bir rüyası var, Dışarda güneş var Güneş, Perdeleri açın bakın, Dışarıda güneş hava gayet aydınlık..”


Yazan: Sibel Aksüt
             30 Mayıs 2021


Kaynak

 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Volga Volga Film Gösterimi

 Merhaba,  4 Ağustos Cuma akşamı saat 19:00'de Mavi At Kafe'de film gösterimi var. Bekliyoruz. Katılım için lütfen şu linki doldurun...